Yayında kesinti oluştuğunda lütfen sayfayı yenileyiniz!

ANADOLU HİSARI

İstanbul Boğazı’nın eşsiz manzarasına hakim noktalardan biridir Anadolu Hisarı. Yıldırım Bayezid tarafından, Boğaz’ın en dar noktasında, 1391-1399 yılları arasında inşa ettirilmiştir. O dönem Cenevizliler, Bizans ile birlik olup Karadeniz’de Kefe, Sinop ve Amasra’da koloniler kurmuştu. Boğaz, hem Cenevizliler hem de Osmanlı için hayati önem taşıyordu. Zira Boğaz geçişini kontrol altına almanın ve Rumeli yakınlarındaki muhtemel bir savaşta orduyu karşı kıyıya güvenli bir şekilde geçirmenin yegâne yoluydu. 7 bin metrekarelik bir alan üzerine inşa edilen hisar, değişik dönemlerde Güzel Hisar, Yeni Hisar ve Ak Hisar gibi isimlerle de anılır. Kale, iç kale surları ve üç kuleden oluşan hisar, Osmanlı Tarihi’nde önemli bir yere sahiptir. Stratejik bakımdan yeri ustalıkla belirlenen Anadolu Hisarı’nın dış kale surları çok kemerlidir. Asıl kalenin surları doğu-batı yönünde 65 metre, kuzey-güney yönünde ise 80 metre boyunca uzanır. Surların kalınlığı 2,5 metredir. Dış surlarda topların yerleştirildiği menfezler bulunur. Anadolu Hisarı’nın asıl kalesinde ve iç surlarında, araları harçla doldurulmuş blok taşlar kullanılmıştır. 1452 yılında II. Mehmet tarafından yapılan değişiklikler, Anadolu Hisarı’nın mukavemetini inanılmaz şekilde artırır. Daha önceleri müdafaa maksadıyla kullanılan hisar, böylece taarruz yapılacak duruma getirilir. Anadolu Hisarı, Fatih Sultan Mehmet zamanında yerleşim bölgesi olmaya başlar. Hisar civarına önce askerlerin daha sonra da halkın yerleşmesi sağlanır. İstanbul’un Fethi’nden sonra şehre Karadeniz’den gelen saldırıların karşılandığı Anadolu Hisarı, Karadeniz’in tamamen Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetine geçmesinin ardından 16’ncı yüzyılda önemini kaybeder. Bölgede mutlaka görülmesi gereken bir diğer yapı ise bugün bazı bölümleri yıkılmış olan Küçüksu Kasrı’dır. Anadolu Hisarı’nın güneyinde bulunan kasrın hikayesi 18’inci yüzyılın ortalarına kadar uzanır. Kasrın bulunduğu noktadaki Bostancı Ocağı, 1752 yılında kaldırılır ve yerine I. Mahmut için ahşap bir köşk inşa ettirilir. III. Selim, 1803 yılında annesi Valide Mihrişah Sultan için kasrın bahçesinde barok tarzında bir çeşme yaptırır. Bahçedeki çeşme ve havuz, Küçüksu Kasrı’yla benzersiz bir bütünlük içindedir. Zamanla eskiyen köşkün yerine daha sonra yeni tarzda bir taş yapı inşa edilir. 1856 yılında I. Abdülmecit tarafından yaptırılan Küçüksu Kasrı, rokoko bezemeleriyle süslenmiştir ve dıştaki oymalarıyla dikkat çekmektedir. Günümüzde müzeye dönüştürülen yapı, oymaları, kristal avizeleri, halıları ve şömineleri ile ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.