Yayında kesinti oluştuğunda lütfen sayfayı yenileyiniz!

KAPALI ÇARŞI

Dünyanın en eski ve ilk büyük alışveriş merkezlerinden, İstanbul’un görülmesi gereken eşsiz yapılarından biridir Kapalı Çarşı. Şehrin merkezinde yer alan çarşı, dev ölçülere sahip bir labirenti andırır. Nuruosmaniye, Mercan ve Beyazıt arasında yer alan çarşı, 64 cadde ve sokağı, iki bedesteni, 16 hanı, 22 kapısı ve 3 bin 600 dükkanı ile muhteşem bir yapıdır. Çarşının kuruluş yılı, 1461 olarak kabul görmüştür. Ancak asıl büyük çarşı, Kanuni Sultan Süleyman tarafından ahşap olarak yaptırılır. İmparatorluk devrinde “Çarşu-ı Kebir” yani “Büyük Çarşı” olarak anılırdı. Osmanlı İmparatorluğu zamanında mücevher, kıymetli maden, kürk ve murassa silah gibi değerli eşyaların yanı sıra devlet hazinesinin büyük kısmı da Kapalı Çarşı’da muhafaza edilirdi. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nde çarşıyı muazzam, güçlü bir kale gibi tanımlar. Ancak bu kale, 1546, 1651 ve 1710 yıllarında üç kez alevlere teslim olur. 1894 yılında yaşanan depremde büyük çapta hasara uğrayan çarşı, günümüze kadar birçok onarım ve restorasyondan geçer. 45 bin metrekare alana sahip çarşının çatısı kurşunla kaplıdır ve sayısız kubbeyle doludur. Beyazıt, Fesçiler, Sahaflar, Kürkçüler, Nuriosmaniye, Mahmutpaşa, Mercan, Tacirciler ve Örücüler, Kapalı Çarşı’nın belli başlı kapılarıdır. Her devirde yabancı seyyahların kitaplarında, şairlerin mısralarında, ressamların tablolarında bir masal dünyası gibi yaşatılan Kapalı Çarşı, bugün İstanbul’a gelen yerli ve yabancı ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.